A vastag- és végbélrák molekuláris diagnosztikája és célzott kezelése

Bilgi tabanı

Kolorektal kanserinin moleküler tanısı ve kişiye özel tedavisi

Kolerektal kanserinin tedavisinde klasik onkoloji yönteminin yanı sıra hassas onkoloji yöntemi de gittikçe yaygınlaşmaktadır ve bunun sonucu olarak kanser tedavisi de belirli tümörün moleküler özelliklerine göre seçilir.

Kolerektal kanserinin tedavisinde klasik onkoloji yönteminin yanı sıra hassas onkoloji yöntemi de gittikçe yaygınlaşmaktadır ve bunun sonucu olarak kanser tedavisi de belirli tümörün moleküler özelliklerine göre seçilir.

Yaklaşık on yıldır ilerlemiş metastatik kolorektal kanserin hedeflenen tedavisi iki yön tarafından belirlenmiştir: tümör damarı oluşumunun engellenmesidir ve ikinci durumda EGFR (epitelyal büyüme faktörü reseptörü) fonksiyonunun engellenmesidir. Çok genli analizlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, yeni hedeflerin tanımlanması ve tümör oluşum mekanizmasının daha detaylı anlaşılması sayesinde artık önemli ölçüde daha fazla moleküler temelli ilaca sahibiz, aynı zamanda direnç genlerinin belirlenmesi ise hedefe yönelik ilaçların kullanımını daha etkili hale getirmeye yardımcı oluyor.

Damar oluşumunun engellenmesiyle Kişiye Özel Tedavi

Eğer tümörde Hedef Gen değişikliği mevcut değilse, o zaman geleneksel kemoterapi damar oluşumu engellenme tedavisi ile kombine edilebilir. Çünkü tümörün beslenmesini sağlayan damarlarının oluşumunu engelleyerek tümör büyümesinin durdurulabileceği ve tümörün küçülebileceği gerçeğine dayanmaktadır.  Bunun için yeni damarların oluşumunu güçlendiren damar oluşumu büyüme faktörlerinin (VEGF- vascular endothelial growth factor) engellenmesi gerekir. 

RAS, BRAF, HER-2, PI3KCA, MET ve diğer nadir mutasyonların moleküler tanı analizi

Tümör tedavisinde kişiye özel bir terapi uygulanmak istediğinde tedaviye başlamadan önce moleküler tanı analizin yapılması gerekir.

Tümör hücrelerinin yüzeyinde EGFR adlı bir protein bulunursa o zaman bunun özel engellenmesi mümkün oluyor. EGFR mutasyonlu bir kolon (Kalın bağırsak) kanseri durumunda, KRAS ve NRAS, BRAF genlerinin tedaviden önce moleküler analizi histolojik inceleme sırasında rutin olarak yapılır, çünkü bu genlerdeki mutasyonlar durumunda EGFR engellenmesi etkisizdir.  Fakat tümörde geleneksel moleküler-patolojik analiz sırasında tespit edilmesi yapılmayan birçok diğer direnç mutasyonları da bulunabilir ve bunlara karşı da EGFR-engellenmesi etkisiz kalabilir. Aynı zamanda bunlar ve diğer mutasyonlar başka etkenler için moleküler hedef de teşkil ederler

Hedefe yönelik tedavinin avantajlarından biri, önceden ameliyat edilemeyen karaciğer veya akciğer metastazlarının belirli vakalarında kısmi ameliyat edilebilir olmasıdır. Bu şekilde ameliyat edilen hastaların yarısı beş yıldan fazla tümörsüz olarak yaşar, yani iyileşebilirler.

Mikrosatelit kararsızlığı (MSI-H), uyum onarım mekanizma yetersizliği (dMMR), homolog rekombinasyon onarımı eksikliği (HRD), tümör yüksek mutasyon yükü (high tumor mutational burden TMB-H), PD-L1 tanısı

Tümör gelişimine yol açan gen kusurları, günlük yaşamda düzenli olarak gelişir, ancak DNA hata düzeltme mekanizmaları (DRD'ler) tarafından düzeltilir. Bu anormallikler, germ hücre kaynaklı veya tümöre özgü edinilmiş olabilir. Doku örneğinde DNA onarım başarısızlığı tespit edilirse ve bu ek bir terapötik seçenek ise, immünosupresif nokta inhibitörü (kısaltılmış ve titiz olmayan bir tabirle immünoterapötik ajanlar) kullanılabilir.

İmmüno-onkoloji tedavisinin etkili olduğunu tümör mutasyon yükü (tumor mutational burden, TMB-H) MSI/dMMR ve tümör hücrelerinin yüzeyinde belirlenen PD-L1 albümin yapısı da ölçebilir.

Daha fazla oku

Hakkımızda

Öykümüz

2003— —2024

Oncompass Medicine kanser hastalarının kişiselleştirilmiş tedavisine yardımcı olan karar destek ve teşhis koyucu tıbbi cihazların geliştirilmesiyle uğraşan bir İsveç medikal girişimidir. 

Daha fazla bilgi